Avesta IŞIKLI

Browsing

Son dönemlerin dünya markası haline gelmeyi başaran isimlerden Aisha Baker’i yakın markajımıza alıyoruz. Tasarımları kadar haber olma değeri taşıyan bir diğer özelliği ise kadın eliyle kurulmuş bir marka olmasıdır. Markaya adını veren Aisha Baker’i markalaşmaya götüren süreç eğitim yıllarına dayanıyor. Cape Town Üniversitesi’nden İşletme Yönetimi alanında Lisans Derecesi ile mezun olduktan sonra eğitim sürecinin aşıladığı cesaretle girişimci olmaya karar verdi. İlk olarak Aisha, moda perakendeciliği ve imalatında biraz zaman geçirdikten sonra kurduğu blog sayfasıyla işletmeye çevirim içi bir boyut kazandırdı. Mücevher markası olmaya doğru giden bu tecrübeler yığınını besleyen esas kimlik ise Kadın Bilinçliliği oldu. Ortadoğu’da Kadın olmanın dayattığı görünmez tavan deneyimi, Güney Afrika’da kadın kimliği ile buluşup genç tasarımcıya farklı bir pencereden bakmayı sağladı. Kurduğu dijital platformlar sayesinde Kadınların Güney Afrika’daki yaşamlarıyla ilgili içerikle etkileşime girebilecekleri bir alana kavuştular. Sosyal sorumluluk bilinciyle Aisha, Nickelodeon tarafından 2016 yılında Nickelodeon Çocukların Seçimi Ödülleri’nde en sevdikleri Afrikalı blog yazarı olarak aday gösterildi ve aynı yıl Glamour Güney Afrika’nın yılın göz alıcı kadını ödülünü aldı. Kendi adını verdiği mücevher markası tüm bu birikim ışığında istikrarlı ve özgün çizgisiyle dünya markaları arasına girmeyi başardı.

aisha baker

aisha baker

aisha baker yüzük

Sınır tanımayan duruşu tasarım kodlarında da başat rolü oynuyor. Tarzıyla ‘Alice Harikalar Diyarında’ tadında çocukluğumuzun masallarına bir dönüşü anımsatıyor. Çocuk hikaye kitaplarından aşina olduğumuz gizemli ormanlar, görkemli renkli kaleler ve büyüleyici ve hayran olunası karakterleri ile çağdaş yaşamın sıradanlığından ve kimi zaman gri tonundan kaçmak için ütopik konumlar yaratan eğlenceli bir tarza sahip.

aisha baker küpe

aisha baker

Pandeminin yarattığı durgunluğa teslim olmayan marka ses getiren bir işbirliklerine imza atarak renkli yolculuğuna başka bir boyut kazandırdı. Yaratıcı direktör Aisha Baker ve genç mücevher tasarımcısı Hoonik Chang arasındaki işbirliği ile ütopik ve yer yer masalsı maceraların kapsamını genişleten bir koleksiyona hayat verildi. Masallardan ilham alan bu yeni koleksiyon, fanteziyi modayla buluşturuyor. Sergi kalibreli koleksiyon içeriği kadar organizasyonlarıyla da düşsel bir lezzet sunuyor.

aisha baker

aisha baker yüzük

Kadın farkındalığını koleksiyonun özgün kodlarına iliştiren sanatçı, 21. yüzyıl kadınlarının çağdaş masallarını yarattıkları özel bir icada dönüşüyor. Koleksiyonun iki yaratıcısı; “Her parça 21. yüzyıl kadını için çevrilmiş klasik masalların yeniden icadı” diye açıklıyor ve ekliyor; “Her mücevher, bir tutam kaçışla modern yaşamlarımıza yüceltilmiş bir yaklaşımdır.”
Ayırt edici malzemeler, eksantrik tasarım ve yüksek özellikli ve limitli üretimden oluşan parçalarıyla marka, son dönemin en çok konuşulan isimleri arasında yer almayı sürdürüyor. Koleksiyondan dikkat çekici bazı ürünleri sizin için derledik.

aisha baker

aisha bakeraishe baker,aisha bakerashia baker aisha baker

Alessandro Michele liderliğinde Gucci, 2020 Noel kampanyası için ana tema olarak ofis partisini seçti. 90’ların ruhuna teslim olan marka 2020 yılbaşı için Gucci Gift kampanyasında “The Office Party” temasını tercih etti. Yaratıcılığı karşısında şapka çıkartılası konsept, eğlenceli olduğu kadar geçmişe duyulan özlemin çarpıcı bir yansıması gibi. 90’ların ofis partilerinden ilham alarak gerçekleşen tanıtım filmi ve fotoğraf çekimleri zengin içerikleriyle iç ısıtıyor. Konsept profesyonel bir ekibe emanet edilmiş. Çekimi Akinola Davies Jr. tarafından yönetilen konsept için deklanşör arkası ise fotoğrafçı Mark Peckmezian’a bırakıldı. Kıyafetler kadar aksesuarların da göz kamaştırdığı çekimlerde mekân ve zaman olgusuna eğlenceli ve tarz bir bakış sunuluyor. İşte konseptten özel kareler.gucci the office party

gucci the office party

the office party guccigucci 2020 noel

gucci 2020 the office party

the office party by gucci

gucci 2020 the office party

the office party

gucci the office party, ofis parti gucci

office party by gucci

Barok Ressam Bartolome Esteban Murillo’ya ait bir resim çalışmasını restore ederken eseri tanınamaz hale getiren İspanya, restorasyon rezaletine bir yenisini daha ekledi. Bu defa ki kurban bir heykel çalışması. Ülkenin Palencia kentindeki tarihi bir binanın dış cephesinde yer alan ve hava şartları yüzünden zamanla tahrip olan tarihi bir heykeli restore etme çabası skandallarla bitti.

ispanya restorasyon

Restorasyonun ardından orjinal halinden eser kalmayan hatta amatör bir karikatüre dönüşen heykeli kimin restore ettiği ise bilinmiyor. Unicaja adlı bankaya ev sahipliği yapan binanın dış cephesinde yer alan talihsiz heykelin restorasyon sırasında yerinden kaldırıldığı ortaya çıktı.

ispanya heykel restorasyon

Dünya gündemine bomba gibi düşen skandalla ilgili sosyal medyada ilginç yorumlar yapıldı. Restorasyon skandalının ardından son haliyle heykel Trump’a bile benzetildi. Hatırlanacağı üzere İspanya’da daha önce de Hz. İsa freski, Murillo’ya ait tablo ve Aziz George heykeli benzer kolayın kurbanı olmuştu.

ispanya restorasyon

ispanya murillo restorasyon

Carolina Herrera’nın iki yıl önce bayrağı devralan kreatif direktörü Wes Gordon, sıra dışı tarzı ve artistik postürüyle modada fark yaratıyor. İspanyol Barok ressam Francisco de Zurbarán’dan ilham alarak hazırladığı 2020 Sonbahar/Kış koleksiyonuna sanatın sıcak ve zamansız gücünü dahil ediyor. Barok ressamın yağlıboya tablolarına zoom-in yaparak sanatçının özgün renk seçkilerine odaklandığı koleksiyon, pandemi dönemlerinde Sanat’ın nasıl iyileştirici bir güç olduğunu gözler önüne seriyor. Barok dönemin ana unsuru olan siyahın teatral yüzü ve diğer renklerin siyahla harmonisi, koleksiyonun belirleyici yönüne göz kırpıyor.

carolina herreracarolina herrera

carolina herreraKoleksiyon kadar çekimleri de sanatın ayrıcalığından besleniyor. Tamamen ‘zoom’ üzerinden yapılan çekimler için genç tasarımcı, fotoğraf sanatçısı Elizaveta Porodina ile bir araya geliyor. Sanat disiplinlerinin muhteşem senkronizasyonuna şapka çıkaran koleksiyon, moda tarihinin özel sayfalarından biri olmaya hazır bile. Aralarında Natasha Diamond-Walker, Ako Kondo, Misa Kuranaga, Inès McIntosh, Claudia Monja, Joburg Ballet ve Wendy Whelan gibi dünyanın dört bir yanındaki bale dansçılarının yer aldığı çekimlerde esas olarak renklerin dansına yer veriliyor.

carolina herrera

Estetiğe deneysel eklemelerin yapıldığı çekimlerde koleksiyon kadar genç fotoğrafçı Porodina damgasını vuruyor. Karanlık romantizmin ustası olarak kabul edilen fotoğraf sanatçısı Elizaveta Porodina, sanattan beslenen bu koleksiyonun ruhuna tercüman oluyor.

Kısa bir süre önce Fransız mallarına yönelik ABD vergilerini öne sürerek Tiffany & Co.’yu satın almaktan vazgeçen LVMH, endüstri içerisindeki pek çok çalışanının uzun zamandır beklediği şeyi yaptı. Dev şirket daha düşük bir fiyata satın almak şartıyla anlaşmayı yenileyebileceğini duyurdu. Louis Vuitton ve Bulgari’nin de sahibi olan grup, Amerikalı kuyumcu için başlangıçta anlaşılan 135 ABD doları yerine 131,50 ABD Doları ödeyeceğini söylüyor. Beklentilerin daha aşağısında olan indirim % 2’nin biraz üzerinde; yani 15,8 milyar $’lık toplam anlaşma değerine karşılık 400 milyon $. Anlaşmanın 2021 başlarında tamamlanması bekleniyor.

tiffany and co lvmhTiffany’nin, LVMH’nin lüks marka yelpazesine önemli bir etki sağlayacağını düşünenler anlaşmanın bir an önce hayata geçirilmesini bekliyor. LVMH, büyük bir marjla dünyanın en büyük grubu olmasına rağmen 2019’daki küresel handikaplar yüzünden satışları 53,7 milyar Euro’ya düşmüştü. Lüks saatler ve mücevheratın küçük bir paya sahip olduğu grup, mali sorunlara can suyu olabilecek Tiffany’yi alarak takı ve saat segmentine ağırlık vermeyi planlıyordu. Toplam satışlarının % 10’undan daha azını oluşturan mücevher segmenti, Tiffany satın alınırsa önemli ölçüde şirkete kar artıracak görüşü son dönemlerde yeniden gündeme geldi. Anlaşmanın tamamlanması halinde LVMH’nin en büyük üç markalı mücevher üreticisinden ikisine (Tiffany – Bulgari) sahip olduğu anlamına gelecek.

Müzayede devi Sotheby’s Ocak 2021’de çok konuşulacak bir açık arttırma ile yeni yılda da iddiasını ortaya koyacak. Rönesans’ın bireyci ressamlarından Sandro Botticelli’ye ait gizemli bir portre Ocak ayında yeni sahibine gidecek. Sanatçının en önemli portre çalışmalarından “Young Man Holding a Roundel”in şirketin en yüksek rakamlı tablolarından biri olacağına kesin gözüyle bakılıyor. Şirketin tablo için belirlediği ortalama fiyat 80 milyon dolar. Hatırlanacağı üzere şirketin daha önce açık arttırma bloğuna gelen Gustav Klimt’in ‘’Portrait of Adele Bloch-Bauer II’’ 2006’da 87,9 milyon dolara satıldı ve yine Van Gogh’a ait bir tablo 66 milyon dolarlık rekor fiyatla en pahalı tablolar arasında yerini almıştı. Bu bilgi ışığında Rönesans çağının en eski eserlerinden biri olarak bu tablonun, belirlenen tutarı aşacak fiyatıyla ses getireceği kesin.

sandro botticelli sothebys

Eser, 15.yy’ın ikinci yarısı yani Rönesans’ın erken dönemlerinde Botticelli tarafından hayat bulurken Leonardo, henüz Mona Lisa’yı resmetmeye başlamamıştı bile. Epistemik yönü kadar 550 yıllık ömrüyle de fark yaratacak bir çalışma. Antik çağlardan sonra geri plana atılan ancak Floransa öncülüğünde İtalya sanat ve düşünce sahasında yeniden önem kazanan birey ve insan figürünün hem yaşamın hem de sanatın merkezine yeniden getirilmesi yeni bir sürecin kapılarını açtı. Rönesans adı verilen bu yeni süreç eserlere yansıdı ve Floransa’nın ideallerinin, büyüsünün ve güzelliğinin resimsel sentezini yansıtan birçok eser hayat buldu. Boticelli’nin bu portre çalışması da dönemin ruhunun önemli bir örneği olarak özel bir anlam ve değere sahip. Batı Sanatı tarihindeki en dikkat çekici ve etkileyici portrelerden bazılarından bugün sadece yaklaşık bir düzine örnek hayatta kaldı – neredeyse hepsi şu anda büyük müze koleksiyonlarında bulunuyor. Kişisel koleksiyona gidecek bu nadir eser yeni dönem sanat ve koleksiyoner ilişkisinin seyrini anlamak açısından emsal bir çalışma olacak.

sothebys açık arttırma

Roundel Tutan Genç Adam, yaratıcılığı ve üstün kalitesi ile Botticelli’nin en iyi portreleri arasında gösteriliyor. Rönesans’ın rahimi Floransa’daki portre sanatının düzeyini anlamak için örnek gösterilen eser Sothebys’e gelene dek çok mekan değiştirdi. Young Man Holding a Roundel ilk olarak 1930’larda Galler’de Caernarvon’da Lord Newborough koleksiyonunda güvenli bir şekilde korumaya alındı ve Toskana’da yaşarken atası Sir Thomas Wynn, 1. Lord Newborough (1736-1807) tarafından satın alındığına inanılıyor. 1935 / 8’de, portre Londra’da mirasçıları tarafından 1982’de müzayedede 810.000 £ karşılığında satın alınarak özel bir koleksiyoncuya geçti. Son 50 yılda, resim National Gallery, Londra, Metropolitan Museum of Art, New York ve National Gallery of Art, Washington, DC’de ödünç olarak uzun süre sergilendi. Ayrıca, önemli sergilerde de öne çıkmıştır. Kraliyet Akademisi, Ulusal Sanat Galerisi, Washington ve Städel Müzesi, Frankfurt am Main sergilendiği diğer önemli merkezlerdir. Yuvarlak kompoziyonlu eser, elinde küçük bir yuvarlak içinde bir aziz tasviri tutan Siyenli ressam Bartolommeo Bulgarini’ye atfedilen orijinal bir 14. yüzyıl portre çalışmasıdır.

Dünya daha adil bir lüks anlayışı için devrimsel nitelikte hamleler yapmaya devam ediyor. İnsanlığın bilişsel uyanış çağına girdiği bu yıllarda ne istediğini bilen, ham maddesinden diğer unsurlara kadar içerik sorgulayan yeni bir tüketici kitlesi var artık. İlk olarak gıda, ardından giyim sektöründe yaşanan uyanışın şimdiki durağı mücevher sektörü. Parıltı ve lüks detaylardan ibaret görülen mücevher sektörünün her aşamasında yaşanan ama dikkat etmediğimiz veya gözden kaçırdığımız yıkımlara çözüm olmak amacıyla gündeme gelen ‘Etik Mücevher’ anlayışı, küresel çarkın adeta seyrini değiştiriyor. Kanlı Elmas ve son olarak Uncut Gems adlı film yapımlarıyla görünür hale gelen adaletsiz sürece çözüm olacak Etik Mücevherciliği dünyada ilk uygulayan ikonik marka Chopard oldu. Daha adil bir lüks düşüncesi doğrultusunda hammaddelerin çıkarılmasında yer alan kadın ve erkek iş gücüyle daha fazla ilgilenen Chopard, 2013’ten beri lüks sektörün bilişsel uyanışı adına projeler sürdürüyor.

marion cotillard chopard

Geçtiğimiz yıllarda etik mücevhercilik paradigmasıyla üretim ve satış ilkelerini düzenlemeyi sürdüreceğini duyuran marka, bu yıl ekolojist duruşuyla örnek ünlülerden Marion Cottilard ile anlamlı bir projeye imza attı. Marion Cotillard, Chopard ile aynı sorumlu değerleri paylaşmak için markanın eş başkanı ve sanat yönetmeni Caroline Scheufele ile birlikte Marion Ice Cube Capsule adlı 7 parçadan oluşan yüksek mücevher koleksiyonuna hayat verdi.

chopard marion cotillard

Aslında hikâyesi 2004’e dayan bir koleksiyon diyebiliriz. Başarılı oyuncunun marka ile olan ilişkisi, henüz kariyerinin başlangıcında Chopard Kupasını almasıyla başladı. Kırmızı halı törenlerinde Chopard sponsorluklarıyla göz kamaştırdı. Dört yıl sonra En İyi Kadın Oyuncu dalında Oscar’ı aldığında Chopard takılarıyla bu ilişki taçlandı. 2013 yılında Chopard, sürdürülebilir lükse doğru yolculuğunu başlattığında, tamamen etik altın sertifikalı Fairmined ve üye tedarikçilerden elmaslarla yapılan Yeşil Halı Koleksiyonu’nun ilk parçalarıyla kırmızı halıda ilk yürüyen oyuncu oldu. Böylesine gittikçe güçlenen bağlardan sonra bu koleksiyona hayat vermesi beklenen bir durumdu denebilir aslında. Bu ortak proje için güzel oyuncu şunları söylüyor:

“Chopard, aktris olarak başladığımdan beri beni takip ediyor ve biz de Caroline Scheufele ile etik ilkelere olan bağlılığımızı paylaşıyoruz. Bu nedenle bu yeni işbirliği, bizi birleştiren bağları daha da güçlendirmenin harika bir yolu “

chopard kapsül koleksiyon

Güzel oyuncu, bu koleksiyonda markanın günlük takı koleksiyonlarından Ice Cube serisinin grafik detaylarından ve rock dürtülerinden ilham aldı. Tamamı Fairmined sertifikalı etik altın ve en iyi kriterlere sahip elmaslarla birlikte bir yüzük ve altı küpeden oluşan yedi parçalık bir seriye fikri emek verdi. Çağdaş takı stilini yansıtan detaylarla zarafet ve kışkırtıcılığı bir araya getiren koleksiyonda dikkat çekici unsurların küpeler olduğunu ifade edebiliriz.

marion ice cube capsule

marion ice cube capsüle

Kulağın üst kısmına takılacak iki küçük halkadan, ayrı lobda takmak için bir pırlantalı halkalardan ve prenses kesim tektaş pırlantalı sallantılı tekli küpesiyle çoklu bir parçalardan oluşuyor. Diğer kulakta ise her biri bir elmasla süslenmiş birbirine bağlı üç yekpare halka mevcut.

marion ice cube capsule

chopard marion ice cube capsule Asıl fark yaratan detay ise, tüm bu parçalar için kulakların delinmesine gerek yok; herkesin takabilmesi için klipse benzer birleştirici aparatlar tasarlanmış. Ve bu değerli koleksiyonun finali yüzük… Birbirine bağlanan iki paralel halkadan oluşan yüzük, merkezindeki boşlukta duran prenses kesim tek taş ile aerodinamik bir etki yakalıyor.

Müzayedecilik alanında bir dünya devi olan Sotheby’s, çıtayı yükseltecek yeni bir rekorla daha kapılarını açıyor. Dev şirketin Hong Kongo’da gerçekleştireceği mücevher açık arttırma bloğu, türünün nadir bir örneği olan 118 karatlık Birmanya safiri için alıcı bekliyor. Bu hafta Sotheby’s Hong Kong’da gerçekleşecek müzayedede satışa sunulacak olan safir için belirlenen fiyat 5 milyon dolar. Sotheby’s Hong Kong’un 7 Ekim tarihinde başlatacağı Magnificent Jewels müzayedesinin, şirketin en çok satan lotları arasında olacağı tahmin ediliyor.

sothebys Nadir yastık kesimli taş, toplamda 16.06 armut biçimli elmaslarla çevrili. Platin bir kolyenin merkezine yerleştirilmiş olan safir, hem SSEF hem de Gübelin laboratuvarları tarafından onaylıdır. “Kraliyet mavisi” olarak adlandırılan 118,88 karatlık Burma safiri, son 20 yılda Sotheby’s’de açık artırmaya çıkarılan en büyük Burma safiridir.

Fransız lüks devi LVMH, tarihi işbirliğini iptal ettikten sonra, Tiffany & Co’ya dava açtı. Şirket, Tiffany & Co’yu ‘felaket’ ve ‘iç karartıcı’ performansı nedeniyle 16,2 milyar Dolarlık anlaşmanın iptal edilmesine yol açtığını iddia etti. Fransız lüks şirketler topluluğu ile Tiffany arasındaki savaş derinleştikçe yöntemler de çirkinleşmeye başladı. LVMH markanın önümüzdeki zorluklara karşı zayıf olduğunu ve bu sebeple performansının felaket düzeyde olduğunu, gelecek sezonun iç karartıcı olmaya devam edeceğini söyledi. Durumu hukuki kanallara taşıyarak, ABD’de anlaşmayı bozmak için dava açtı.

lvmh tiffany and coLVMH, Tiffany için ‘performansı kötü olmaya devam edecek’ diyerek önümüzdeki pandemi belirsizliğinin bu krizi derinleştireceğini iddia ediyor. Mahkemeye sunulan 97 sayfalık dosyada, Tiffany’nin CEO’su Alessandro Bogliolo’nun 34 milyon Sterlin değerinde yüklü miktarı zimmetine geçireceği için anlaşma yapmaya zorladığı iddiası dikkat çekiyor.

İngiliz edebiyatçı ve düşünür William Shakespeare’in son oyununun ilk nüshalarından biri memleketinden çok uzakta ortaya çıktı. İspanya’da bir rahip okulunun saklı arşivinde bulunan nüshanın, Shakespeare’a ait en eski eseri olduğu tahmin ediliyor.

the two noble kinsmen william shakespeareTarihçiler, Shakespeare’in 1634’te yayımlanan “The Two Noble Kinsmen” adlı oyunun ilk baskısının yüzlerce yıldır ülkenin kuzeybatısında yer alan Salamanca kasabasındaki Royal Scots College’in arşivlerinde saklandığını ifade ediyor. Kitabı bulan Barselona Üniversitesi’nden öğretim görevlisi Dr.John Stone, “Bu baskının İspanya’ya 1635 ile 1640 yılları arasında ulaşması muhtemel” diyor. Dikkat çekici detaylardan biri de 17. ve 18. yüzyıllarda İspanya’da yürürlükte olan sansürler nedeniyle İngiliz eserlerine uygulanan ambargoya rağmen esere o topraklarda rastlamak. Çünkü o yüzyıllarda tüm kitaplar sınırda İspanyol Engizisyonu tarafından sıkı bir kontrolden geçiyordu. Koyu Katolik olan İspanya’da İngiltere gibi Protestan devletinden gelen eserler yasaklanmıştı.

william shakespeareUzmanlar tüm olasılıklar içinde akla en yatkın ihtimal olarak söz konusu baskının, zamanında İngiltere’den İspanya’ya seyahat eden biri tarafından kaçak getirildiğini gösteriyor. Kitabı keşfeden öğretim görevlisi Stone “Bu kitabı gördüğüm anda Shakespeare’in İspanya’daki en eski kopyası olduğunu anladım.” diyor.
1640’ların sonlarında veya 1650’lerin başında İspanya’ya gelen kitap, Valladolid’deki Cizvit İngiliz Koleji’nde bulunan oyunların bir derlemesi olarak kabul ediliyor.