Mücevherler doğal olarak zengin renklerinden, doğadaki görünümlerinden, etkileyici karat ağırlıklarından dolayı yaşam tarzlarının ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir.
Zümrüt ve Akuamarin’in akrabası olan Heliodor’u hiç duydunuz mu?
Bu çekici sarı renkli mücevher, aynı zamanda beril ailesinden gelir. Ancak, mücevher koleksiyonlarında çok daha az görülür. Çünkü daha az bilinir. Boucheron’un tasarımcısı, Claire Choisne’nin 31.03 ve 32.50 karat ağırlığındaki iki örnekle “Duo Taille Emeraude” ve “Paris Cocktail Du Du” koleksiyonundaki iki kokteyl yüzüğü dikkatleri çekti. Mükemmel kristal berraklığına sahip her iki taş da dikdörtgen şeklindedir. İnce pırlanta dizimi ve siyah lake ile gözler önüne serilmiştir.
Rus Alexandrite, Rubeus’un “Imperial” koleksiyonuna ait “Imperial” kolyesinde, her biri 5 karat ağırlığındaki dokuz Alexandrit, yeryüzünün derinliklerinde oluşan değerli taş kristallerinden esinlenen İmparatorluk eserlerinin ana tasarım özelliklerini gözler önüne sunar.
Sofistike bir tasarım ve güzel bir mücevher de Buccellati’nin yeni “Budelli” kokteyl yüzüğünde birleşiyor. 19.20 karat ağırlığındaki Kunzit, İtalyan markasının imzası olan, aynı geleneksel yöntemlerle yapılan beyaz ve sarı altından bir örgü ile dekore edilmiştir.
Van Cleef & Arpels’in “Romeo & Juliet” koleksiyonunu, hepsinden de şaşırtıcıdır. “Fiore” bileziğindeki iki büyük taş, safir, zümrüt ve bunları tamamlayan pırlantaların mozaik deseni nedeniyle dikkatleri üzerine topluyor.
Genel kompozisyon, William Shakespeare’in çalışmalarının ortaya çıktığı Verona çeşmelerinden esinlenerek tasarlanmıştır…