Avesta IŞIKLI

Browsing

Son dönemlerde mali krizler, LVMH ile ortaklığın başlamadan bitmesiyle anılsa da Tiffany, popülerliğinden hiçbir şey kaybetmedi. Bu sözün bir temenni olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz! Ünlü markanın en ikonik parçası olan 128 karatlık sarı pırlanta, film setlerine giriyor. Audrey Hepburn (Tiffany’de Kahvaltı), Oscar ödül töreninde Lady Gaga’nın ardından film sektörüne “Death on the Nile” adlı polisiye yapımla bilfiil giriş yapıyor.

lady gaga, audrey hepburn

‘‘’Tiffany’de Kahvaltı’’da yan rolüyle akıllara kazınan ikonik pırlanta 20th Century Studios’un cinayet-gizem gerilim filmi “Death on the Nil”de başrol oyuncusu olarak göz kamaştıracak. Unutulmaz yazarlardan Agatha Christie’nin 1937 tarihli klasik romanından uyarlanan filmde sarı pırlanta, aktris Gal Gadot’tan tarafından giyilerek dördüncü kez gerdanları süsleyecek.

death on the nileHercule Poirot adlı romandan uyarlanan ve Kenneth Branagh’ın yönetmen koltuğuna oturduğu Nil’de Ölüm (Death on the Nile) isimli filmde cazibesiyle akıllara kazınmaya hazırlanan kolye için markanın baş sanat görevlisi Reed Krakoff, şunları ifade ediyor:
“Tiffany Diamond paha biçilmez bir sembol. Bu değerli taş, Tiffany’de en yüksek virtüözlük ve işçilik standartların ötesinde bir görünüme sahip. Agatha Christie’nin klasik romanının uyarlanmasındaki filmde, paha biçilmez elmasımız başrolde olmayı hak ediyor. “

GAL GADOTDünyanın en nadir elmas türlerinden biri olan Tiffany Diamond, Agatha Christie’nin ünlü romanından çok daha yaşlı. Bu meşhur elmasın tarihine kısaca değinmeye ne dersiniz?
Ünlü elmas, 1877’de Güney Afrika’daki Kimberley madenlerinde keşfedildi. Çıkarıldığı sırada işlenmemiş haliyle tam olarak 287,42 karattı. Charles Lewis Tiffany tarafından alınan işlenmemiş bu elmas uzun bir yolculuğa çıkarak, 1878’de Paris’e getirilip kesildi. Uzun bir işçiliğin ardından elmas 82 faset ile 128,54 karatlık yastık şeklindeki pırlantaya dönüştürüldü. Kesim şekliyle çok nadir bir görünüme kavuşan sarı pırlanta dünyanın olağanüstü mücevherlerinden biri olarak anılmaya başladı. Markanın efsane tasarımcısı Jean Schlumberger tarafından tasarımlanan bu değerli taş, günümüze geçirdiği çeşitli varyasyonlu tasarımlardan sonra kolye olarak geldi. Aslında markanın müze kalibreli olan bu nadide parçası özel projeler dışında kafesinden çıkarılmıyordu. Bu filmle birlikte yalnızda dört kez kafesinden çıkarıldı.

audrey hepburn tiffany

Bir dizi başka Tiffany imzası taşıyan takıların da boy göstereceği filmde çarpıcı kostümler de nefes keseceğe benziyor. 2017’de gösterime giren Orient Ekspresinde Cinayet’in devamı niteliğindeki yapım, oyuncu kadrosuyla dikkat çekiyor. Tom Bateman, Kenneth Branagh, Russell Brand, Dawn French, Gal Gadot, Armie Hammer, Emma Mackey ve Letitia Wright gibi yıldızlardan oluşan filmin gişe de nasıl bir hasılatla ödüllendirileceği merak konusu. Gelecek Ekim ayında gösterime girecek film hakkında fazla spoiler vermeden konusuna değinelim. Film, Dedektif Hercule Poirot’un balayı sırasında Nil Nehri üzerindeki bir yolcu gemisinde öldürülen genç bir varisin (Gadot) ölümünü araştırmasını konu ediniyor.

death on the nile

9 Ekim tarihinde İlk kez Londra’daki izleyicileriyle buluşacak olan filmi Tiffany & Co, amiral mağazalarında ve dijital platformlarında tanıtacak. Film kadar markanın tanıtımları da çok konuşulacağa benziyor dedirtecek özel sunumlarıyla Tiffany, kendi mekanlarında filmin görünümlerinden özel derlemelere yer verecek. New York, Los Angeles ve Londra’daki Old Bond Street’teki mağazalardaki özel vitrinlerde filmden parçalar gösterilecek.

LVMH, Amerikalı lüks mücevher markası Tiffany & Co’yu satın almak için anlaşmayı iptal etti. Geçtiğimiz haftalarda (24 Ağustos) imzaların atılması beklenirken dev grup 3 aylık bir ertelemeye gidileceğini duyurmuştu. Mali krizler ve pandemi sonrası satışlarda yaşanan durgunluklardan sonra bürokratik engellerle boğuşan şirket, sonunda kararını vererek anlaşmayı iptal ettiğini açıkladı.

lvmh tiffany and co

LVMH’in Tiffany & Co.’yu 16,2 milyar dolarlık rekor bir tutar karşılığında satın almak için bir anlaşma imzalayacağını duyurmasının üzerinden neredeyse bir yıl geçti. Geçtiğimiz kasım ayında duyurusu yapılan bu ortaklık için 24 Ağustos’ta imzaların atılması bekleniyordu. Ancak LVMH ihtiyatlı davranarak anlaşmayı 24 Kasım’a kadar erteleyerek dedikoduların doğru olduğunu gösterdi. Hatırlanacağı üzere pandemi yüzünden yaşanan üretim ve pazarlamadaki durgunluklar Tiffany’de mali sorunlara sebep olmuştu. Benzer bir durgunluk LVMH’de de yaşanınca ünlü grup Tiffany’ye çekimser davranmaya başladı ve bu gerginlikten sonra piyasa, LVMH’i projeyi terk edeceğine dair söylentilerle karşı karşıya getirdi.

lvmh tiffany & co

LVMH, Haziran ayında basına açık gerçekleşen toplantıda bu iddialara cevaben işbirliğine ve markanın hisselerini satın almaya dayalı niyetlerini sürdürdüklerini açıklamıştı. Konuya aşina kaynaklar, belirsizliğe bir de bürokratik engellerin eklendiğini söyledi. Kaynaklar, LVMH ve Tiffany arasındaki anlaşmanın özellikle Avrupa Birliği’nden gerekli yasal onayları henüz almadığını ifade etti. Ve krizin son darbesi Trump’tan geldi. Trump yönetiminin Fransız mallarına tarife uygulamaya yönelik hamlesi yüzünden 16 milyar dolarlık anlaşma yeni bir krizle karşılaştı. Yanı sıra Tiffany de krizi aşmak için bazı yol seçeneklerini devreye sokmaya başlamıştı. Ünlü marka, geçtiğimiz günlerde elde ettiği elmaslar için yeni izlenebilirlik hedeflerini paylaştı ve ilk kez son teslim tarihini üç ay erteleme hakkını kullandı. Tiffany’nin Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’na gönderdiği belgeler iddiaların doğruluğunu kanıtladı.

Celine Assimon. Son birkaç yıldır sıkça adını duyduğumuz isimlerden biri. Bir dönemler Louis Vuitton’un mücevher yöneticisi, Piaget kadrosunda yönetici ve en son De Grisogono’nun genç kadın CEO’su. Fawaz Gruosi‘nin ani istifasının ardından dümenin başına Celine Assimon geçmişti. CEO olarak göreve başladığında sorunun sadece bir istifa olmadığını, markanın büyük yolsuzluk haberlerine konu olduğunu öğrendiğinde işinin zor olduğunu biliyordu. Cannes Film Festivali’ne sayılı haftalar kala Gruosi’nin istifasının altında yatan sebepler didiklenirken Assimon, krizi iyi yönetmek adına “herşey yolunda “ mesajı vermekle uğraşıyordu. Geçtiğimiz sonbaharda Mücevher sektörünün iddialı tasarımcılarından Emmanuel Tarpin’i ikna ederek kadroya dâhil etti.

celine assimonPrologue isimli bir koleksiyon ile işbirliği için imzalar atıldığında Assimon, sürecin normale döndüğünü düşünmüştü belki de. Ancak Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu’nun geçtiğimiz Ocak ayında Angola usulsüzlüklerini raporlarıyla ortaya koyması şok etkisi yaşattı. Angola cumhurbaşkanının ve ailesinin, devletin hazinesinden usulsüz bir şekilde kaynak çıkararak De Grisogono’nun baş hissedarı olduğu gündeme bomba gibi düşmüştü. Ve çok geçmeden Grousi’nin istifasının sebebinin bu olduğu anlaşılmış oldu. Olan bitenlerden sonra Assimon markanın bu skandaldan uzak tutulması için imaj düzeltmeye çalışsa da yönetim, sorunun aşılamayacağını söyleyerek iflas başvurusunda bulundu. Hala yetkili birimler tarafından iflasın onaylanması beklenirken Şubat ayında istifa eden Celine Assimon, yeni adresi ile el sıkıştı. De Grisogono’nun eski CEO’su Assimon’nun yeni adresi artık De Beers. Markanın perakende satış mağazalarına liderlik etmek üzere seçilen Assimon, yakın zaman önce görevine başladı.

celine assimonDe Grisogono skandallarının Assimon’a dolayısıyla De Beers’e olumsuz bir yansıması olur mu sorusu marka yöneticilerine sorulduğunda şu açıklama yapıldı. De Beers, Angola skandallarının ve kara para aklama iddialarının Assimon’un şirketteki zamanından önce yapıldığını ve De Beers’in “sorumlu iş” taahhüdünü bu doğrultuda paylaştığı belirtildi. Assimon, 2007’den beri De Beers Group’ta olan ve az bir süredir de Forevermark’ın CEO’luğunu yapan François Delage’den boşalan koltuğa oturdu.
Celine Assimon, Fransa’nın en iyi işletme okullarından Audencia Nantes’in yüksek lisans derecesinden mezun. Aynı zamanda GIA’dan değerli taşlar üzerine eğitim alan Assimon; İngilizce, Fransızca, İtalyanca ve İspanyolca konuşmaktadır. Zengin iş geçmişi ve De Grisogono için yürüttüğü başarılı operasyonlardan sonra Assimon’un yeni durağında çok başarılı işler yapacağı öngörülüyor.

Paris’in tutkulu mücevherleriyle ün kazanmış yüzü Lydia Courteille, tasarımlarıyla hikâyelere form kazandırmaya devam ediyor. Tasarımcının hikâyeler arası yolculuğunun son durağı Karavan adlı koleksiyon. Geçtiğimiz haftalarda tanıtımı yapılan Karavan, tasarımcının hayal dünyası ile meşhur hikâyeleri senkronize ediyor. Koleksiyon, Courteille nezdinde insanla tanrı arasındaki diyalektiğin mistik yönünü açığa çıkarıyor. Karavan, bildik ünlü hikâyelerden ve efsanelerden esinlenilerek tasarlanmış. Bilindik bu hikâyelerin değerli taşlarla, kuyumculuğun yüksek işçiliğinin her detayını içeren yapısıyla yeniden hayat bulması son derece hayranlık uyandırıcı. Girizgâhı fazla uzatmadan Courteille’in Karavan’ına binip tarihi İpekyolu’na doğru yola çıkmaya, geçmişin mistik sıcaklığına göz kırpmaya hazır mısınız? O halde kemerleri sıkı bağlayın ve Courteille‘in tarihi ve mekansal geçişlerle dolu yolculuğuna ortak olalım.
lydia courteille caravanKaravan; Doğu ve Güneydoğu Asya’yı, kadim Pers topraklarını, Arap Yarımada’sını Doğu Afrika ve Güney Avrupa’yı birbirine bağlayan Tarihi İpekyolu’nda maceracı, mistik, egzotik ve destansı hikâyeleri referans alıyor. Karavan, içinde geçen her hikâye, efsaneler sayesinde tüm dünya insanlarının kendilerinden bir parça bulabilecekleri tam bir kültür mirası olarak ele alınabilir. Hiçbir dünya kültürünün ıskalanmadığı bu koleksiyonda Anadolu, Ermeni, Pers ve Mezopotamya medeniyetlerinden izler yakalamak bizlere haklı bir gurur yaşattığı gibi çekiciliğine de hapsolmamak imkânsız dedirtecek ilginç bir aidiyet duygusu barındırıyor. Koleksiyonda başlangıç çizgisi M.Ö 2.yy kabaca işaretlenmiş. 18.yy’a kadar uzanan bir süreç referans alınmış. Bu uzun yolculuğu 25 parçadan oluşan Karavan adlı koleksiyon ile özetlemiş.

lydia courteille earrings

13 yüzük, 6 küpe, 4 kolye ve 2 bileklikten oluşan koleksiyon avangard bir tasarımcının tarihi birikimini çarpıcı şekilde gözler önüne seriyor. Bunda tarih bilgisi kadar antika ve değerli taş koleksiyoncusu olmanın da yadırganmayacak kadar önemli bir payı var. Bu koleksiyonda tarih ve kültür düzeyini değerli taşlarla buluşturan tasarımcı hayal gücünün tanrısal yönüne doğru bir yolculuk yapıyor. İnsan, mekân, hayvan ve manevi varlıkları tasvir ettiği koleksiyonda her zaman üretiminde başat rolü oynayan renkler yine başrolde. Ağırlıklı olarak ateşli sarı ve turuncu, mavi ve yeşilin çeşitli tonlarına yer veriliyor.

lydia courteille caravanÖrneğin Babil’in dört yüzlü tanrısından esin alarak yarattığı yüzükte 18 ayar altın, mavi ve sarının ahengine zemin olmuş. Mavi safirlerle işlenmiş gövde kısmın tamamlayıcı detayı Tanrının kafasında duran büyük Aquamarin.

lydia courteille yüzük

Bir başka tasarım 18 ayar sarı altından oluşan Alaaddin’in Sihirli Lambası isimli yüzük. Elmas, mavi safirlerle bezeli olan yüzükte turkuaz ile çarpıcı ve gerçekçi bir görünüm sağlanmış. Söz konusu sihir olunca sürprizsiz olması beklenemez elbette. Lydia Courteille yüzüğü açılıp kapanan bir düzenekle tasarlayarak “Sevimli Mavi Cin”in her an çıkabileceğini umudunu ve heyecanını yaşatıyor.

lydia courteille yüzük

Lydia, Alaaddin’in sihrinden sonra başka bir mistik dünyanın kapılarını aralıyor. Bu sonraki durak, Kadim Pers Diyarı. Dünyanın en eski dinlerinden Zerdüştlük’ün sıcak hakikatine teslim oluyor. Tasarladığı yüzükte bu kadim dinin en ikonik sembolü olan ateşi harlıyor. Ateşin tüm sıcaklığını belirgin hale getirmek için etrafındaki tüm detayları donuk ve soğuk renk seçkilerine bırakmış. Mavi, yeşilin merkezinde beliren ateş sembolü tasarımcının zekice kullandığı kontrast sayesinde çok gerçekçi duruyor. Zerdüşt’ün en eski tapınağında bir ‘ateşgede’ karşısında Hürmüz ve Ehrimen’in birbirlerine meydan okuyuşuna bizleri davet eden yüzükle semavi gücü hissetmemek imkânsız.

lydia courteille kolye

lydia courteille earrings

Ateşin tüm yakıcılığından başka bir sıcak macera için Karavan’a binen Lydia bizleri çölün sonsuz toprak rengine emanet ediyor. Afrika’nın sessiz ve asil yüzü olan Gobi Çölü’nü tasvir ettiği kolye ve küpeler 18 ayar sarı altın, jasperin harmonisiyle toprağın gücüne alegorik bir gönderme yapıyor. Yanı sıra kolyede beliren vaha ise tsavoritin huzurlu yeşili ve safirin serinletici yanıyla hayat buluyor.

lydia courteille yüzükKaravan, çöl kumlarını arşınlarken Lydia’ya bu yolculuğunda gökyüzünde beliren bir akbaba eşlik ediyor. Kahve pırlantanın kullanıldığı kanat kısmına ince bir mıhlama ile gerçeklik kazandırılmış. Akbabanın ürpertici kahveliği ve siyahlığına yanı sıra kullanılan mavi topaz ve safirler eşlik ediyor.

lydia courteille yüzükYolculuğun başka bir durağında “kazan yüzük”e hayat verecek bir hikâyeyi yaşıyor Lydia. Hayvan suretinin oyulduğu yüzükte altı mitolojik hayvan pençesi ise vahşi bir çekicilik yaratılmış. Altı pençeyle çevrili azurit sayesinde yüzüğün gizemine mistik bir boyut kazandırmış. Hikâyesi kadar yüzüğün etrafını saran pırlanta, siyah pırlanta ve mavi safir estetiğin paha biçilmez yönüne vurgu yapıyor.

lydia courteille yüzük

Medeniyetler beşiği Mezopotamya ve onun sihirli ve gizemli dokuları unutulmamış. Lydia‘ya Mezopotamya’nın gizemli topraklarında tanrıça İştar rehberlik ediyor. Kimsenin kolay kolay erişemediği İştar Kapısı’ndan etkilenen Lydia mavi Sümer aslanlarını bir yüzükle modern çağa taşıyor. Yüzüğün üstüne rahatça uzanan bu aslan gövdesindeki oniks ile ihtişamın ateşine göz kırpıyor.

Her parçasıyla tarih ve kültür kavramlarına apayrı bir soluk getirmiş Lydia. Mücevher denilen yaratıcılıkta sınır tanımayan bu disipline sizce de Lydia Courteille bambaşka bir boyut kazandırmıyor mu?

Adını dini bir terimden alan Rönesans Sanat Dönemi, hiç kuşkusuz sanatın yeniden dirilişi oldu. Raffael, Michelangelo, Donatello, Botticelli, Bruneleschi ve daha birçok yüzüyle insanlık, insan yeteneğinin sonsuzluğuna tanıklık etti. Etkisini günümüzde bile sürdüren bu akımın dünya çapında en çok tanınanı kimdir diye sorsak, birçoğunuzun “Leonardo Da Vinci“ cevabını vereceği çok açık. Book of Genius’un dünyanın en dahi 50 insanı listesinde birinci sırada yer alan Leonardo, şöhretini sadece fırça darbelerine mi borçlu? Kesinlikle hayır! Mona Lisa, Son Akşam Yemeği kadar iz bırakan buluşlarıyla günümüzün birçok açmazına ışık tuttuğunu biliyor muydunuz? Evet; Leonardo aynı zamanda büyük bir mucit. Hakkında ilk biyografiyi yazan sanat tarihçisi Giorgio Vasari’ye göre Milano’da kaldığı yıllarda özellikle 5 yılını tamamen teknik buluşlara ayırdı. Tabi, her dehanın yaşadığı bir sorunu Da Vinci de yaşadı. Tüm bu buluşlar pratiğe yaşanan zamansal sorunlar yüzünden yetişemedi. Ama sorununa çözüm bulmayı başarmıştı ve aklındaki tüm projeleri not etti. Bu eskizler ve not defterleri sayesinde dünya Da Vinci’nin bir dahi olduğuna hemfikir. Bugün kullandığımız birçok şeyin çıkış noktasının Da Vinci olduğunu söylersek abartmış olmayız. Öğrendikçe çok şaşıracağınız icatlarıyla Da Vinci’ye yer veriyoruz.

PARAŞÜT, leonardo da vinci

Paraşüt: Birçoğumuz paraşütü bulan kişinin Sebastien olduğunu biliyor. Ancak Sebastian’dan 400 yüz yıl önce Leonardo paraşütün tüm eskizlerini en ince ayrıntısına ve matematik hesaplamalarına kadar çizmişti. Çizimlerde piramite benzeyen bir paraşüt olduğu görülünce birçok kişi bunun uçamayacağını düşündü. 2000’lerin başında genç bir paraşütçü olan Adrian Nicholas Leonardo’nun tüm çizim ve hesaplamalarına harfiyen uyarak bu paraşütü modelleyip uçuş testinden de başarılı bir sonuç alınca herkes “Leonardo’ya özrü bir borç bildi”.

leonardo da vinci

Uçak-Helikopter ve Drone: Genç Leonardo Milano Dükü Sforza‘nın hizmetinde çalışırken boş zamanlarında devasa ahşap kanatlar yaparak insanın bir gün uçabileceğini hayal etti. Hezarfen gibi uçacak bir Galata kulesi buldu mu bilinmez ama boş bir arazide rüzgârın etkisinden yararlanarak bu aygıtı test ettiği rivayet edilir. Zamanla kanatları sabitleyeceği gövdeyi yaparak bugünkü uçağın atası kabul edilen düzeneği yarattı. Günümüz uçaklarından tek ayrılan yanı ise motor mekanizmasının olmayışıydı. Modele bakıldığında günümüz uçak görüntüsünün kimden ve neyden ilham alınarak tasarlandığını tahmin etmek artık zor değil. Ornithopter adını verdiği bir de helikopter modellemesi yaptı. Tüm ince hesaplamalarını, çizdiği modelin yanına yazan Da Vinci, bugüne büyük bir miras bırakmıştı. Son zamanlarda iletişimin sınır tanımayan araçları arasında büyük bir sükse yapan drone’ların bile Da Vinci tarafından tasarlandığı kabul edilir.

makineli tüfek, leonardo da vinci

Makinalı Tüfek: Leonardo içinde yaşadığı yüzyılın savaş tarzını çok iyi gözlemleyen biriydi. Savaşta teknik başarısızlıkların neyden kaynaklandığını iyi biliyordu. Savaş envanteri içinde ağır topların zorlayıcı ve insan gücünü aşan ağırlığına alternatif bir düzenek buldu. Lehe sonuçlanabilecekken ağır toplar yüzünden aleyhe dönen savaşların seyrini değiştirecek 33 namlulu bir silah icat etti. 19.yy’da savaşların ana silahı olarak bilinen makinalı tüfeklerle birebir benzerlik gösteren bu silah Da Vinci‘nin yaratıcılığının bir eseriydi. Yaşamı boyunca hiçbir zaman savaş yanlısı olmayan bir sanatçının böyle bir şeye öncü olması biraz şaşırtıcı! Sizce?

araba , leonardo da vinci

Kendi Kendine Gidebilen Araç: Bugün adına “araba” dediğimiz aracın çıkış noktası da Da Vinci’ye dayanıyor. Modellemesini yaşadığı zaman sıkıntısı yüzünden yapamasa da İtalya Bilim ve Tarih Müzesi, Leonardo’nun eskiz defterindeki tariften ve çizimlerden yola çıkarak modelleyip sergilemeye başladı. Dikkatlice baktığınızda sizce de bu otomobil Mars Keşif Aracı’na benzemiyor mu? Bilim dünyası çizimlere dikkatlice baktığında “Da Vinci yine yaptı yapacağını!” dedirtecek bir detayla karşılaştı. Arabanın ön kısmında yön göstergeli küçük bir bölüm ortaya çıktı. Bugünkü navigasyon sisteminin bu yön düzeneğinden yola çıkılarak tasarlandığı kabul edilir.

robot leonardo da vinci

İnsansı Robot: Leonardo, Milano Sarayı’nda altın çağını yaşadı dedirtecek bir icada daha imza attı. İnsanlık tarihinin ilk insansı robotuna hayat verdi. Ortaçağ zırhlarıyla giydirilmiş bu robot başta patronu Milano Dükü Ludovico Sforza’yı çok heyecanlandırdı. Öyle ki, sırf bu icat için halka açık bir şölen tertipleyerek herkese robotu sergiledi. Otomaton geleneğine öncülük eden bu büyük buluş NASA‘ya ve Lockheed Martin’e çok katkı sağladı. Ve tabi ki Mark Rosheim’a… Ünlü robot bilimci 1959’da Leonardo’nun çizimlerine bağlı kalarak insansı bir robot yapmayı başardı.

tahta köprü, leonardo da vinci

Mobil Katlanabilir Köprü: Leonardo ulaşım konusunda yaşanan yetersizliklere de teknik buluşuyla çözüm buldu. Bilindiği üzere nehirlerin diğer yakasına geçmek şövalyelerin ve atların en çok zorlandığı durumlardan biriydi. Bu sorunu ahşap katlanabilir ve taşınabilir köprü modelleriyle çözdü. Bugün birçok oyuncak köprünün Leonardo’nun eksiklerinden yola çıkarak tasarlandığını biliyor muydunuz?

denizaltı kıyafeti

Denizaltı Kıyafeti: Leonardo da Vinci, Fransa’nın Milano’yu işgal edip Dük Sforza’yı öldürdükten sonra apar topar Venedik’e kaçtı. Ve askeri mühendis olarak Venedik ordusuna hizmet etti. Mucit Leonardo, burada kaldığı dönemde ilginç bir şey tasarladı. Ordu çalışanlarının deniz altında faaliyetini sağlayacak bir buluş üstelik… Hem savaş taktiği olarak hem de orduya güç katmak amacıyla denizaltı kıyafeti tasarladı. Oksijen tüpünü bu icadın eskizlerinde göremesek de, nefes almak için bir hortum sistemi tasarladı. Can sıkıcı dönemlerinde Venedik’i çekilir hale getirmek için belki de tasarladığı bu tasarım, günümüz dalgıç kıyafetlerinin atası olarak kabul edilir.

zırhlı araç, tank

Tank: Leonardo’nun bir diğer icadı bugünkü modern tankların babası olarak kabul edilen zıhlı araç oldu. Sekiz kişi kapasiteli ahşap yapıya ekstra hız katmak için atlar bağlandı. Belki de “beygir gücü” teriminin çıkış noktası da bu icattır. Rivayetlere göre bu buluş bazı dükleri çok heyecanlandırmış ve Leonardo’dan çoklu olarak üretmesi istenmiş. Ancak bu durum Da Vinci’yi memnun etmediği için bu araca bazı eklemeler yaparak bilinçli olarak tankın kapasitesini düşürmüş.

hidrolik sistem, bill gates

Hidrolik Sistem: Enerji alanında gelecekte çok büyük bir sürecin yaşanacağını öngören Leonardo, hidrolik sistem ile alakalı birçok çizim ve hesaplamayı meşhur defterine kaydetti. Yaşadığı dönemde bu çalışma pek heyecan uyandırmasa da günümüz girişimcilik çağının en değer verdiği ve izini sürdüğü çalışmalar arasında gösterilir. Öyle ki, zamanla Leonardo’nun bu çizimlerinin izi sürüldü. Dünyanın en zengin iş insanlarından Bill Gates, uzun yıllar izini sürdüğü bu sayfaları nihayet toplamayı başardı. Yakın gelecekte Gates’in hayata geçireceği hidrolik enerjiye dönük çalışmaların gizli kahramanının Leonardo olduğunu söylemek bizden.

Sinema sektörünün modası bitmeyen “biyografi film” kuşağı her geçen sezon güçlenecek büyüyor. Zincirin son halkası Andy Warhol. Söz konusu tarzı ve sanatı olunca Andy Warhol dikkat çeken unutulmaz isimlerden biri. 2016’dan beri çekilmesi kararlaştırılan Andy Warhol’ü konu alan filmin yakın zamanda çekimlerine başlanacağı öğrenildi. Detaylar ortaya çıktıkça heyecan ve merak da arttı. Büyük bir cast çalışması üzerinde duran yapımcı şirket Andy Warhol rolü için uzun araştırmalardan sonra Jared Leto‘da karar kıldı.

jared leto andy warholBu sevindirici haberi sosyal medya hesabı üzerinden duyuran Leto, heyecanını hayranlarıyla paylaştı. Filmin aynı zamanda yapımcılığını üstlendiğini duyuran başarılı aktör, senaryonun The Wolf of Wall Street ve Boardwalk Empire’dan tanıdığımız Terence Winter’a emanet edildiğini açıkladı. Andy Warhol‘ün doğum gününü kutlamak amacıyla yayınladığı postta güzel haberi meraklılarıyla şöyle paylaştı Jared Leto: ‘Yeni bir filmde Andy Warhol ‘u oynayacağım doğru. Bu fırsat için çok heyecanlı ve minnetarım!’

david bowie andy warhol

i shot andy warholŞimdilik adı belli olmayan filmde Warhol’e hayat verecek oyuncunun, daha önce zor ve özgün karakterlerin üstesinden başarıyla geldiği düşünülecek olursa ses getireceği ve ödüllerle onurlandırılacağı kesin. David Bowie, Val Kilmer, Guy Pearce, Jared Harris gibi efsane isimlerin geçmişte Andy Warhol’ü canlandırdığı gerçeği varlığını korurken genç oyuncunun çıtayı ne kadar yükselteceği merak konusu.

Müzik dünyasının efsane isimlerinden Jimi Hendrix, bugünlerde müziğiyle değil başka bir haberle gündem oldu. Ünlü müzisyene ait acemi yıllarında kullandığı gitar açık arttırmaya çıktı. Geçtiğimiz hafta gerçekleşen müzayedede gitar 216.000 $’a alıcı bularak büyük bir yankı uyandırdı. Müzayede şirketinin yaptığı açıklamaya göre gitar, beklentilerin dört katını aşarak yüksek bir rakamla satıldı.

jimi hendrixjimi hendrix gitarjapanese sunburst gitarGWS Auctions tarafından satılan gitarla ilgili dikkat çeken bazı özel bilgiler de gün yüzüne çıktı. Şirkete göre Jimi Hendrix, Vietnam savaşının devam ettiği yıllarda ABD Ordusundan terhis olduktan sonra bu gitarı satın almış. Japanese sunburst türü olan bu elektrogitarı üyesi olduğu Isley Brothers, Jimmy James ve Blue Flames’in de aralarında yer aldığı müzik grubu boyunca çalmayı sürdürdü. Bilindiği üzere grup kısa birlikteliğin ardından dağıldı. Hendrix, Experience kariyeri için gittiği İngiltere’de kendine yakın arkadaş olarak gördüğü bu gitarı beraberinde götürdü. Ölmeden çok kısa süre önce gitar, noter onaylı olduğuna dair bir mektupla Jimi’nin New York’ta yaşayan arkadaşı Mike Quashie’e bırakıldı. Yıllar sonra satılmak üzere müzayede evine getirilen gitar için belirlenen fiyat 50.000$. Tüm bu beklentileri geride bırakarak dört katı yüksek bir paha ile satılan gitarın kim tarafından satın alındığı ise bilinmiyor.

Elektronik sektörün ekoloji duyarlılığı umut verici düzeyde büyüyor. Elektronik ayrışma konusunda yaşanan problemlere ekolojik çözüm bularak bu doğrultuda farkındalık yaratan firmalar gelecek konusunda yaşadığımız karamsarlıklara bir nebze de olsa ışık oluyor. Son farkındalık İngiltere merkezli Vollebak’dan geldi. Yeni nesil firma atıklardan oluşan dönüşümün çok şık olabileceğini gösteren ilginç bir saat tasarımıyla emsal olmayı başardı. Karşınızda Garbage Watch (Çöp saat)!garbage watch

gabarge watch

vollebak garbage watch

vollebak

Ömrünü tamamlamış teknoloji artığı malzemelerin fonksiyonel dönüşümünün yaratıcı yüzü olan saat her detayıyla çevreciliğe göz kırpıyor. Her sene yaklaşık 50 milyon tonluk üretim sonrası elde kalan atıkların nasıl dönüştürülebileceğinin özel bir örneğine imza atan şirket, değerli ve yarı değerli metallerin çoğunluğunu optimizasyonel ayrışmalarla teknolojiye yeniden kazandırıyor. Atıklar içinde dönüşüme giren mikroçiplerin bir saat kadranına nasıl güç rezervi olabileceğini tahmin etsenize! Çok heyecan verici değil mi? Şirketin başlattığı bu devrimsel yenilik önümüzdeki aylarda saat üretim dünyasına çok büyük ilhamlar kazandıracak. Şirketin Wallpaper* ile ortaklaşa yürüttüğü “Yeniden yarat!” projesi kapsamında tasarlanan çöp saatin prototipten çoklu üretime önümüzdeki yıl geçecek olması bu öngörümüzün gerçekliğine vurgu yapıyor.

Pandeminin yarattığı küresel durgunluğa rağmen moda dünyası sezonu etkili kapatıp yeni sezona iddialı girmek için çalışmalara tam sürat devam ediyor. Sokak stilinden couture edisyonlara kadar birçok seçkinin hazırlıklarını sürdüren ünlü moda evleri 2021’i tüm umutlarıyla en etkili şekilde karşılamaya hazırlanıyor. 2021’e damgasını vuracak koleksiyonlarıyla moda markalarının renkli ve yaratıcı seçkilerini sizin için derledik.

isabel marant 2021isabel marant

isabel marant 2021

isabel marant

1. Isabel Marant Resort 2021: İkonik genç marka 2021’i 80’li yılların özgün Moda detaylarından esinlenerek oluşturduğu koleksiyonla anakronik bir ironi yakalıyor. Karpuz kollar, bol döküm trençkotlar, kalem etekli elbiseler ve tamamlayan geniş boğazlı çizmelerle 80’lerin ruhuna göz kırpmamak imkansız.

versace 2021

versace 2021

versace kadın erkek

versace

2. Versace Resort 2021: İtalyan moda evi, meşhur logosu olan yılanlarla 2021’de “Güç Benim” mesajı verecek. Canlı ve iddialı renk seçkisinden ve çok seçenekli parçalardan oluşan koleksiyon, markanın ihtiyatlı şöhretinin devamı gibi. Kıyafetleri kadar aksesuarları, ayakkabı ve çantalarıyla da sezona güçlü parçalarla girecek olan Versace, sezonun iddialı zincir ve halkalarına kayıtsız kalmıyor. Takılar kadar çanta kolları ve ayakkabılarda da etkili bir rol oynayan zincirler çok konuşulacağa benziyor.

sportmax 2021

sportmax kadın

sportmax 2021

sportmax 2021

3. Sportmax Resort 2021Sportmax: Genç Moda evi 2021’in iddialı markaları arasında yer alacak. Natürel tonlardan oluşan renkleriyle akıllara kazınan marka, geleneği bozmuyor. 2021’e yine natürel renk tonlarıyla girecek olan Sportmax’in deri detayları sezonun özgün dokunuşları arasında olaca. Koleksiyonun en dikkat çeken aksesuarları ise dev çantalar.

johanna ortiz

johanna ortiz 2021

johanna ortiz

johanna ortiz

johanna ortiz,

4. Johanna Ortiz Resort 2021Johanna Ortiz: Sezonun bohem ruhu Johanna Ortiz’den geldi. Kadının doğaya açılan yüzüne vurgu yapılan koleksiyon, natürel detaylarla her anı doğadan kopmadan iddialı yaşamaya fırsat veriyor. Çiçek baskılar, halat bağcıkları andıran detaylar, beyazın her zamanki zarafeti, siyahın bohem iken bile asil oluşundan beslenen koleksiyon adeta Doğanın şıklığı karşında saygı duruşuna geçmek gibi.

lanvin 2021

lanvin 2021 resort

lanvin 2021

lanvin 2021

5. Lanvin 2021 Resort: Ünlü Moda devi zamanlar arası gizemli ve mistik yolculuğa göz kırpan 2021 kreasyonuyla sezonun unutulmayacak yüzleri arasında. Koleksiyonda derilere özel bir parantez açılıyor. Ürünler kadar tanıtım görsellerinin de kusursuz olduğu koleksiyon, şehrin tarihi ruhuna dokunuyor. Çağdaş çizgiler ve antik mimari ruhun yakaladığı harmoni sezonun iz bırakan detayları arasında olmaya aday.

Son dönemlerde koleksiyonları kadar etkili tanıtım reklamlarıyla mücevher dünyasına yeni bir soluk getiren Bulgari popüler kültüre göz kırpan etkili kampanyalarla çok konuşuluyor. Pandemi için başlattığı duyarlılık kampanyası ve ses getiren bağışlarla çok konuşulan İtalyan mücevher devi, kolları bu defa koleksiyon tanıtımları için sıvıyor. Yılın nefes kesen kampanyası Mai Troppo’yu daha güçlü hale getirecek bir işbirliğiyle Bulgari artık çok daha iddialı.

lalisa manoban lalisa maroban blackpinkBaşarılı sahne performansları ve son teklileriyle izlenme rekorları kıran genç nesil müzik grubu Blackpink’in başarılı üyesi Lalisa Manoban Bulgari’nin yeni yüzü. Ünlü Grubun başarılı ve güzel üyesi Lalisa, artık Bulgari ‘nin yeni marka elçisi olarak bilboardları süsleyecek. Yapılan işbirliği için Bulgari yönetimi şunları söyledi; “Lisa ile çalışmak istedik, çünkü güçlü sahne perforformansı ve modern, trendy imajı marka kimliğimizle mükemmel uyum sağlıyor.” Dijital kampanya Ağustos’ta yayınlanacak. Böylelikle; Zendaya, Lily Aldridge ve Naomi Scott’un boy gösterdiği Mai Troppo ekibine Lisa’nın da eklenmesiyle projenin uzun soluklu olacağı kesinlik kazandı. Moda dünyasının tanıtım yüzü olarak paylaşamadığı ve birçok lüks markanın yakın markajında olan Lisa’nın Bulgari‘den sonra çokça konuşulacağı kesin.